<

ŞİRKETLER HUKUKU

- şirket avukatı

LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAĞIN ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI

- şirket avukatı
A- TTK’DAKİ LİMİTED ŞİRKET HÜKÜMLERİNDEN DOĞAN ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI
- şirket avukatı

1. ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI

- şirket avukatı

Huzursuz ortağın şirketten çıkması için başvurulabilecek yollardan birisi şirket sözleşmesine hüküm konulması ve bu hükme istinaden ortaklıktan çıkma talebinde bulunulmasıdır. Bu hüküm, şirketin kuruluşunda öngörülebileceği gibi, sonradan sözleşme değişikliğine gidilerek de tesis edilebilir. Anılan hak koşulsuz olarak öngörülebileceği gibi, belirli şartlara da bağlanabilir. Eğer koşulsuz olarak tanınmışsa, ortak herhangi bir sebep belirtmeksizin ve kendisinden herhangi bir koşulu yerine getirmesi istenmeksizin şirketten çıkma hakkını kullanır. Yok eğer, şirket sözleşmesi çıkma hakkını bazı şartlara bağlamış ise, bu durumda, ortak ancak şirket sözleşmesinde yazılı olan şartlar var ise ortaklıktan çıkma hakkını kullanır. 6102 sayılı Tük Ticaret Kanunun 638. maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 638:
1- Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.
2- Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.

Şirket sözleşmesinde düzenlenmedikçe kanunda düzenlenen haller hariç ortağın şirket ortaklığından çıkma hakkı düzenlenmemiştir. Bu hak şirket sözleşmesi ile düzenlenebilir ya da sonradan (müktesep hak teşkil edeceğinden) tüm ortakların muvafakati ile kaldırılabilir. Çıkma, kural olarak çıkma iradesi şirkete ulaştığı anda sonuç doğurur meğerki sözleşmede örneğin o hesap yılı sonunda hüküm ifade edeceği gibi farklı bir düzenleme yapılmış olmasın.

<4>2. TÜM ORTAKLARIN RIZASIYLA ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI

Tüm ortakların, genel kurulda rızası ile ortaklıktan çıkmak mümkün olabilir.

3. HAKLI SEBEPLE ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI



6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 638 maddesinin 2. Fıkrasında limited şirkette ortakların haklı sebebin varlığı halinde şirketten ayrılabilecekleri düzenlenmiştir. Bu hakkın kullanılabilmesi için şirket sözleşmesinde öngörülmüş olması gerekmez. Anılan madde aynen şu şekildedir; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.”
Haklı sebep genel anlamda, ortaklık ilişkisinin devamını olanaksız kılan durumdur. Bu durum ortaklık işlerinden ya da ortaklık işlerinden kaynaklanmış olabilir. Durumun meydana gelmesinde çıkacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının kullanılması açısından önem arz etmemektedir.
Haklı sebep 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tam olarak tanımlanmamıştır. Ancak bazı haller haklı sebep olarak sayılmıştır. Mesela 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 245. maddesinde sayılan şu haller haklı sebep olarak nitelendirilmiştir. Bu haller;

• Bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması
• Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi
• Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması
• Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi

Haklı sebepler yukarıda yazılı hallerden ibaret değildir. Her somut olayda haklı sebep bulunup bulunmadığı, çıkma hakkını kullanan ortağın kişisel özellikleri ve şirketin yapısı da göz önünde bulundurulmak üzere ayrı ayrı incelenir.
Yargıtay, limited şirkette ortağın haklı sebeplerle çıkması hakkında birçok kararı bulunmaktadır. Bu kararlar altında nelerin haklı sebep oluşturduğu veya oluşturmadığını aşağıdaki kararlar çerçevesinde inceleyeceğiz.

• Yargıtay 11. H.D 06.04.2016 Esas.8665/ Karar3695 –



Limited şirket ortaklarının başka şehirde yerleşmiş olmaları, şirketten çıkma nedeni olarak ileri sürülemez. Dava haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkin olup, davacılar, müdürler tarafından şirketin kötü yönetilmesini, şirket hakkında kendilerine bilgi verilmemesini ve uzun zamandır kar payı ya da temettü ödemesi yapılmamasını haklı neden olarak ileri sürmüşler, mahkemece de müdürlerin şirketi kötü yönetip zarar etmesine sebep olduğu, davacıların ikameti ile davalı şirketin bulunduğu yerin ayrı şehirlerde olması nedeniyle davacıların şirketi denetim olanağının sınırlı olduğu gerekçeleriyle, davacıların ortaklıktan çıkma talepleri haklı bulunmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

İddianın mahkemece, ortaklıktan çıkmak için haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususu yeterince değerlendirilmemiş olup, mahkemece kararın gerekçesinde sayılan nedenler haklı sebepler olarak kabul edilemez. “Haklı sebep” ile kast edilen örneğin; şirket ortaklığını çekilmez kılacak nitelikteki husumet, şirketin işleyişi, yönetimi ve faaliyetleri hakkında bilgi vermenin süreklilik kazanması, ortakların şirketten dışlanması, şirket yöneticilerinin kişisel menfaatleri yönünde hareket edip şirketi borca batık hale sürüklemesi, şirkete ihanet etmesi olarak sayılabilir.

Somut olayda, davacıların başka bir şehirde olması ya da şirketin bazı yıllar zarar etmiş olması haklı sebep olarak kabul edilemez. Zira, davacıların TTK’nın 614’üncü maddesinde de ifade edildiği üzere şirket işleri hakkında bilgi alma ve inceleme hakkı mevcuttur. Kar payı dağıtımı hususu da TTK’nın 608’inci maddesinde düzenlenmiş ve kar payı dağıtımına, ancak kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş, yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, davacılar tarafından şirket müdürlerinin şirketi kötü yönettiğine dair somut deliller sunulmamış olup, ticari hayatta şirketler bazı dönemler kar elde edebileceği gibi zarar da edebilmektedir. Şirket 2008-2009 yıllarında zarar etmiş ise de, 2010 yılında kar elde etmiştir. Şirket faaliyetlerine devam etmekte olup, özvarlığı da mevcudiyetini korumaktadır. O halde, davacılar tarafından ileri sürülen ve delillerle desteklenmeyen gerekçelerin şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebep teşkil etmeyeceği gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek davacıların ortaklıktan çıkma paylarının hesaplanması doğru görülmemiş ve yerel mahkeme kararının davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.”

• Yargıtay 11. H.D 18.11.2015 Esas.5107/ Karar12189 –


Limited şirkette ortaklıktan ayrılma isteminde, ortağın haklı olduğuna kanaat getirilmişse, ortağın şirketten çıkmasına karar verilmesi gerekir.
Davacı limited şirket ortağı haklı nedene dayanarak ortaklıktan çıkarılmasını istemiş ve mahkemece ortağın şirketten ayrılması isteminin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı ortak vekili temyiz etmiştir.
Dava, haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ortaklıktan ayrılma talebinde haklı olduğuna kanaat getirildiğine göre 6102 sayılı TTK’ nın 638’inci maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, davacının şirketteki ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.”

• Yargıtay 11. H.D 01.10.2014 Esas.9798/ Karar 14978


Davacının, limited şirketten çıkmaya izin verilmesi isteminde, şirketin iştigal konusu ile ilgili bilgi, görgü ve tecrübeye sahip olmamasının tek başına yeterli değildir. Ancak, ayrıca şirket müdürünün bilgi vermekten kaçındığı da iddiası olmasına göre, bu hususun değerlendirilmesi ve sonucu çerçevesinde karar verilmesi gerekir.
Dava, muhik sebeplere dayalı olarak limited şirketten çıkmaya izin verilmesi ve sermaye payının ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının şirketin iştigal konusu ile bilgi, görgü ve tecrübeye sahip olmamasının tek başına çıkma için haklı sebep oluşturmayacağı, davacının bunun haricinde haklı sebep sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı iddiasında sadece mahkeme gerekçesinde haklı sebep olup olmadığı irdelenen nedene değil, ayrıca şirket müdürü olan kardeşinin, kendisine şirket hakkında bilgi vermekten de kaçınmasına, taraflarınca yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kalmasına da dayanmıştır.
O halde mahkemece, davacının dayandığı tüm sebepler ve buna ilişkin deliller de değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacının şirketten çıkmasını gerektirecek haklı bir sebebin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”

4. KATILMA YOLUYLA ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI
- şirket avukatı
TTK m. 639’da düzenlenmiştir. Ortaklardan biri tarafından haklı sebeple ortaklıktan çıkma davası açılması halinde, şirket müdürlerinin bu durumu gecikmeden diğer ortaklara bildirmesi gerekir. Bu bildirim üzerine diğer ortaklardan her birinin bu sebebin kendisi için de haklı bir sebep olması halinde çıkmaya katılma hakkı mevcuttur. Ortaklar çıkmaya katılma hakkını bildirimin kendilerine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde kullanmak zorundadır, bir aylık süre hak düşürücü süredir.
Ortaklardan birinin şirket sözleşmesiyle kendisine tanınan bu hakkı kullanması halinde, diğer ortaklar da dilerse bu çıkmaya katılma yoluyla ortaklıktan çıkabilirler. TTK m. 639’da düzenlenmiştir.
Ortak, ortaklıktan çıkma davasında haklı sebepleri ortaya koyduktan sonra mahkemeden dava süresince, ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına ya da durumunun teminata alınması amacıyla bazı önlemlere karar verilmesini isteyebilir. Bu önlemler istem üzerine olabileceği gibi mahkeme tarafından kendiliğinden (re’sen ) de takdir edilebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 641. Maddesine göre;
• "Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haizdir."
• "Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler.”
Limited şirket ortağı şirketten ayrılması halinde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkına sahiptir. Ortağın şirketten çıkması mahkeme kararı gerektiriyorsa çıkma mahkeme kararının kesinleşme tarihi olmakla ayrılma akçesi kesinleşme tarihine göre belirlenir. Eğer ayrılma hakkı şirket sözleşmesinde özel olarak düzenlenmişse ayrılma akçesinin ödenme şekli ve zamanı da farklı şekilde kararlaştırılabilir.

B- TTK’DAKİ TİCARET ŞİRKETLERİNE İLİŞKİN GENEL HÜKÜMLERDEN DOĞAN ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI

- şirket avukatı


6102 sayılı TTK, şirketler topluluğu konusunda ayrıntılı düzenlemelere yer vermiş olup m. 195’de hâkim ve bağlı şirketleri düzenlemiştir. Buna göre;

a) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

1. Oy hakkının çoğunluğuna sahipse veya
2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya
3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa
b) Bir ticaret şirket, bir diğer ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa, birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir
TTK m. 202/II hükmüne göre; hâkimiyetin kullanılmasıyla gerçekleşen ve bağlı şirket yönünden açıkça haklı bir sebebi bulunmayan önemli esas sözleşme değişikliği işlemlerine ilişkin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına karşı, bağlı şirkette pay sahibi olanların dava açma hakları mevcuttur. Bu tür kararlara örnek olarak kanun hükmünde, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih ve menkul kıymet çıkarılması örnekleyici olarak sayılmıştır. Bu tür kararların varlığı halinde pay sahibi, genel kurul kararına olumsuz oy verip bunu tutanağa geçirtmesi ya da benzer konularda yönetim kurulunca alınmış bir karar varsa bu karara yazılı olarak itiraz etmesi şartıyla dava açma hakkını haiz olacaktır. Pay sahibi açtığı bu davada dilerse zararlarının tazminini, dilerse paylarının varsa borsa değeri, yoksa ya da borsa değeri gerçeğe uygun düşmüyorsa gerçek değeri üzerinden hâkim şirket tarafından satın alınmasını isteyebilir. Mahkeme tarafından talebin kabul edilmesi halinde davacının sahip olduğu payların gerçek değeri üzerinden davalı hâkim şirket tarafından satın alınmasına karar verilecektir.
TTK m. 202/I-a hükmünde de hâkim şirketin hâkimiyetini, bağlı şirkete kayba uğratacak şekilde kullanamayacağı; özellikle bağlı şirketi, iş, varlık, fon, personel, alacak, borç devri gibi hukukî işlemeler yapmaya, kârını azaltmaya veya aktarmaya, malvarlığını aynî ya da kişisel nitelikteki haklarla sınırlandırmaya, kefalet, garanti, aval vermek gibi sorumluluklar yüklenmeye, tesislerini yenilememek, yatırımlarını kısıtlamak veya durdurmak gibi kararlar almaya zorlayamayacağı düzenlenmiştir. Hükümdeki sayım tahdidî olmayıp örnekleyicidir. Önemli olan, işlemin kayba sebebiyet verebileceğinin ikna edici şekilde ortaya konulabilmesidir. Buna karşılık bağlı şirket bu şekilde birtakım kayıplara uğratılırsa en geç o faaliyet yılı sonunda bunun denkleştirilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bu denkleştirmenin yapılmamasının yaptırımı ise m. 202/I-b’de yer almaktadır. Bu durumda bağlı şirketin her bir pay sahibinin, hâkim şirket ve onun yönetim kurulu üyelerinden şirketin zararlarının tazminini isteme hakkı mevcuttur. Açılan davada hâkim, davacının talebi halinde ya da re’sen, zararların tazmini yerine 2. fıkradaki gibi pay sahibinin payının gerçek değeri üzerinden satın alınmasına ya da duruma uygun düşen başka bir çözüme karar verebilir. Burada da hâkimin taleple bağlı olmadığı açıkça düzenlenmiştir.
TTK m. 202’deki koşulların gerçekleşmesi ve bağlı şirketin bir limited şirket olması halinde limited şirket ortağınca hâkim şirket aleyhine açılan bir davada, sahip olduğu hisselerin gerçek değeri üzerinden satın alınması talep edilir ve mahkeme tarafından dava kabul edilirse ya da m. 202/I-b ‘ye göre hâkim re’sen bu yönde bir karar verirse, limited şirket ortağının payları hâkim şirket tarafından satın alınacak, limited şirket ortağı mahkemenin kararıyla şirketten çıkacaktır.

YENİDEN YAPILANDIRMA SÖZLEŞMELERİYLE TANINAN ÇIKMA HAKKI

- şirket avukatı
TTK m. 136 vd. hükümlerinde şirket birleşmeleri düzenlenmiş olup şirket birleşmeleri devralma ve yeni kuruluş şeklinde birleşme olarak ikiye ayrılır. TTK m. 137’e gereğince sermaye şirketleri sermaye şirketleriyle, kooperatiflerle ve devralan olmak kaydıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilirler.

1. Şirket Birleşmesi Durumunda Ortaklıktan Çıkma


Şirketlerin birleşmesi üzerine ortakların çıkma hakkı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 141. Maddesinde düzenlenmiştir;
"(1) Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler.
(2) Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler."
TTK 141 e göre birleşmeye katılan şirketlerin ortaklarına, birleşme sözleşmesinde devralan şirkette pay ve ortaklık haklarının iktisabı veya iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi alıp çıkmak arasında seçim yapma hakkı tanınabilir. Bu durumda ilgili ortak ya birleşmeye muvafakat ederek devralan şirkette veya birleşme yoluyla yeni kurulacak şirkette ortak olacak ya da birleşme sözleşmesinde devralınacak payların gerçek değerine denk düşecek şekilde kararlaştırılan ayrılma akçesini seçerek şirketten çıkabilecektir.

2. Şirket Bölünmesi Halinde Ortaklıktan Çıkma


Şirket bölünmelerinde ortakların çıkma hakkına sahip olup olmadığı açıkça düzenlenmemiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 161. Maddesi incelendiğinde şirketlerin bölünmesinde ortaklara ayrılma akçesini alıp çıkma hakkı tanınmamıştır. Anılan madde aynen şu şekildedir;
(1) Tam ve kısmi bölünmede şirket payları ve hakları 140 ıncı madde uyarınca korunur.
(2) Devreden şirketin ortaklarına;
1. a) Bölünmeye katılan tüm şirketlerde, mevcut payları oranında şirket payları veya
2. b) Bölünmeye katılan bazı veya tüm şirketlerde, mevcut paylarının oranına göre değişik oranda şirket payları, tahsis edilebilir.
(a) bendindeki bölünme “oranların korunduğu”, (b) bendindeki bölünme ise “oranların korunmadığı bölünme”dir.
Maddenin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere şirketin bölünmesi durumunda sözleşmeyle veya mutabakatla ortağın şirketten ayrılabileceği düzenlenmişse ortak şirketten ayrılabilir.

3. Şirketin Tür Değiştirmesi Durumunda Ortaklıktan Çıkma


Ticaret şirketlerinde tür değiştirme 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 180-190. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Madde ve madde gerekçelerinde görüleceği üzere ortaklıktan çıkma hakkı düzenlenmemiştir. Ancak sözleşme serbestisinin varlığı ve sözü geçen maddelerde ortaklıktan çıkma konusunda yasaklamanın söz konusu olmamasından dolayı şirketlerin tür değiştirme söz konusu olduğunda ortaklar sözleşmeyle veya mutabakata vararak şirketten çıkabileceklerdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun mad 191 uyarınca birleşmede, bölünmede ve tür değiştirmede ortaklık haklarının gereğince korunmamış olması halinde her ortak, birleşme, bölünme veya tür değiştirme kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren iki ay içinde, söz konusu işlemlere katılan şirketlerden birinin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden uygun bir denkleştirme akçesinin saptanmasını isteyebilir.

C- PAYIN DEVRİ YOLUYLA ORTAKLIKTAN ÇIKMA

- şirket avukatı
aa. Genel Olarak


Limited şirket ortağı payını devrettiğinde ortaklıktan çıkmakta, yerine payı devralan kişi ortaklığa girmektedir. Bu nedenle, doktrinde her ne kadar burada teknik anlamda bir çıkma bulunmadığı ifade edilse de payın devri ile ortağın ortaklık sıfatının ortadan kalkması nedeniyle pay devrinin çıkma hallerinden biri olarak kabul edilmesi mümkündür.

bb. Pay Devrinin Geçerlilik Koşulları


Limited şirkette pay devrinin ne şekilde yapılacağı TTK m. 595’te düzenlenmiştir. Buna göre ilk kural, payın devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı olarak yapılması ve imzaların noter tarafından onanmasıdır. Kanun koyucu burada bir geçerlilik şartı öngörmüş olup bu geçerlilik şartı hem taahhüt işlemi hem de tasarruf işlemi için söz konusudur. Taahhüt işlemi ve tasarruf işlemi aynı anda tek bir sözleşmeyle yapılabileceği gibi iki ayrı sözleşmeyle de yapılabilir. Gerekli şekil şartına uyulmaması halinde yapılan devir sözleşmesi mutlak butlanla malûl olacaktır.
TTK m. 595/II’ye göre, devir sözleşmesinde ayrıca ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri, ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak şekilde genişletilmiş rekabet yasağı, ön alın, geri alın ve alım hakları, sözleşme cezasına ilişkin koşullar da belirtilir. Hükmün gerekçesine bakıldığında buradaki sayımın numeros clausus olduğu ve hükmün emredici olduğu açıkça belirtilmiştir. Buna karşılık devir sözleşmesinde bu hususların bulunmaması, o pay devri sözleşmesini geçersiz kılmayacak, duruma göre payı devredenin devralana karşı tazminat sorumluluğunun doğmasına neden olacaktır.
Pay devrinin geçerli olabilmesi için gerekli olan son geçerlilik şartı, ortaklar genel kurulunun onayıdır. Limited şirketlerde pay devrinin geçerliliği, ortaklık genel kurulunca onaylanmasına bağlıdır. Bu onayın alınabilmesi için pay devri işleminin şirket tüzel kişiliğine bildirilmesi gerekir. Bildirim herhangi bir şekle bağlı olmayıp taraflardan birince yapılabilir. Genel kurul onayı, devir sözleşmesinin yapılmasından önce de alınabilir. Genel kurulun onay konusundaki karar yeter sayısı, şirket sözleşmesinde aksine bir düzenleme bulunmadıkça, TTK m. 620’ye göre toplantıda temsil edilen payların salt çoğunluğudur. Ortaklar genel kurulu hiçbir gerekçe göstermeksizin payın devrine onay vermekten kaçınma hakkını haizdir. Burada kanundan doğan bir bağlam söz konudur. Ancak bu hüküm emredici bir hüküm olmayıp, şirket sözleşmesiyle aksinin kararlaştırılması mümkündür. Başka bir ifadeyle, şirket sözleşmesine konacak bir hükümle pay devirlerinin ortaklar genel kurulu onayına bağlı olmaksızın yapılabileceği ya da ortaklar genel kurulunun sadece belirli hallerde onay vermekten kaçınabileceği yönünde bir hüküm konulabilir. Payın devrinin şirket sözleşmesiyle tamamen serbest bırakılması mümkün olduğu gibi, tamamen yasaklanması da TTK m. 595/IV ile mümkün kılınmıştır. Şirket sözleşmesine konacak olan bir hükümle pay devrinin tamamen yasaklanması mümkündür. Pay devrinin tamamen yasaklandığı yönünde bir hüküm şirket sözleşmesinde bulunmasa dahi, ortaklar genel kurulunun hiçbir gerekçe göstermeksizin onay vermekten kaçınma hakkının bulunduğu hallerde yine aynı katı sonuç ortaya çıkacaktır.
TTK m. 595/VI hükmüne göre, eğer şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörülmüşse ve payı devralan kişinin ödeme gücü şüpheli görülmüşse, payı devralandan teminat istenebilir. Eğer payı devralan gerekli teminatı gösteremezse şirket sözleşmesinde bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi, ortaklar genel kurulu onay vermekten kaçınabilecektir.
Kanun koyucu, ortaklar genel kurulunun pay devrine onay verip vermeme konusunda bir karar vermesi için üç aylık bir üst sınır koymuştur. Buna göre; eğer ortaklar genel kurulu yapılan pay devri bildiriminden itibaren üç ay içinde payın devrine onay vermeyi reddetmezse, zımnen onay vermiş kabul edilecektir. Böylece, payın devri sözleşmesinin geçerli olup olmadığı konusunun uzun süre sürüncemede kalması engellenerek belirsizliklerin önüne geçilmiştir.

Tescil ve Pay Defterine Kayıt


Pay devri halinde şirket müdürleri ticaret sicile başvurarak pay devrini tescil ettirir. Tescil başvurusu için TTK m. 598/II otuz günlük süre öngörmüştür. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, ortaklıktan ayrılan ortak, kendi adının sicilden silinmesi için başvurabilecektir. Bu durumda sicil müdürü, şirkete süre vererek payı iktisap eden kişinin adının bildirilmesini ister.
TTK m. 598/III ile sicil kayıtlarına güvenen kişinin iyiniyetinin korunacağı düzenlenmiştir. Aşağıda da açıklanacağı üzere tescil, kurucu bir etkiye sahip değildir. Payını devreden ortağın pay sahipliği sıfatı, payın devri işleminin genel kurul tarafından onaylanmasıyla sona erer. Tescil ise dış ilişki bakımından önem taşır.
TTK m. 594’de pay defteri düzenlenmektedir. Buna göre limited şirkette pay sahibi olanların adları, adresleri, esas sermaye payının sayısı, itibari değeri, paylar üzerindeki intifa ve rehin hakları, pay devirleri pay defterine kaydedilir. Pay defterine kaydın pay sahipliği yönünden kurucu bir fonksiyonu yoktur; pay defterindeki kayıt sadece ispat işlevine sahiptir. Payın devri halinde de ortaklar genel kurulunca devir işleminin onaylanmasıyla pay devri geçerli bir şekilde gerçekleşmiş olur. Bu pay devrinin pay defterine kaydedilmemiş olması, devrin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Müdürlerin payı devralan ve onaylanan pay sahibini pay defterine kayıttan kaçınması halinde pay sahibi, pay defterine kayıt için dava açabilir. Ayrıca haksız olarak pay defterine kayıttan imtina eden yöneticilerin sorumluluğu da söz konusu olabilecektir.

ORTAKLIKTAN ÇIKMA DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
- şirket avukatı
Ortaklıktan Çıkma Davasında görevli mahkeme 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri’dir. Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme o yerde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Ortaklıktan çıkma davasında yetkili mahkeme ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. Maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte ortaklığından çıkılacak olan şirketin yerleşim yeri mahkemesidir.

ORTAKLIKTAN ÇIKMA DAVASINDA TARAFLAR


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda bir düzenleme bulunmamakla birlikte limited şirket ortağının ortaklıktan çıkma davası açması durumunda husumetin kime yöneltileceği Yargıtay kararları ile işaret edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 15.09.2014 tarihli -E/5041/K.13783 sayılı ilamında “ Limited şirketten çıkmaya izin verilmesi istemli davada, husumetin şirkete karşı ileri sürülmesi gerekir.” kararını vermiştir. Emsal karar gereğince ortaklıktan çıkmak isteyen ortak davada husumeti ortağı olduğu şirkete yöneltecektir.

II- LİMİTED ŞİRKETTE ORTAĞIN ORTAKLIKTAN ÇIKARILMASI
- şirket avukatı
A- TTK’DAKİ LİMİTED ŞİRKET HÜKÜMLERİNDEN DOĞAN ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA
- şirket avukatı
1. Şirket Sözleşmesinden Doğan Sebeplerle Ortaklıktan Çıkarılma
- şirket avukatı
TTK m. 640/I e göre, şirket sözleşmesinde belirtilen hallerde ortağın ortaklıktan çıkarılabilmesi için ortaklar genel kurulu kararı gerekir. TTK m. 621/I-d’ye göre, bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılmasına karar verilebilmesi için temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekir. Bu kararın, TTK m. 640/II gereğince hakkında çıkarma kararı verilen ortağa noter kanalıyla tebliğ edilmesi gerekir. Hakkında ortaklıktan çıkarma kararı verilen ortak bu karara karşı iptal davası açabilir. TTK m. 622’ye göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı konusunda anonim şirket hükümleri kıyasen limited şirkete de uygulanacaktır.


2. Haklı Sebeple Ortaklıktan Çıkarılma


TTK m. 640/III gereğince “Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır.” Buna göre, haklı sebeplerin varlığı halinde şirket, ortağın ortaklıktan çıkarılmasını mahkemeden talep edebilir. TTK m. 621/I-h’de bir ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurulması konusunda karar, ortaklar genel kurulu tarafından ve ağırlaştırılmış nisapla alınacaktır. Genel kurul tarafından bu karar alındıktan sonra dava şirket tüzel kişiliği tarafından açılacaktır. Dava açma süresi konusunda bir düzenleme mevcut değildir. Kararın ortağa noter kanalıyla bildirilmesi gerekir. Hakkında ortaklıktan çıkarılma davası açılma hususunda karar verilen ortağın bu karara karşı iptal davası açma hakkı her zaman mevcuttur.

3. Ortağın, Şirketin Haklı Sebeple Feshini Dava Etmesi Halinde Mahkeme Kararıyla Ortaklıktan Çıkarılma



TTK m. 636/III’e göre, ortaklardan birinin şirketin haklı sebeple feshini mahkemeden talep etmesi halinde mahkeme tarafından şirketin feshi yerine, ortağın payının gerçek değeri üzerinden şirket tarafından satın alınmasına, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme hükmedilebilir.

B- TTK’DAKİ TİCARET ŞİRKETLERİNE İLİŞKİN GENEL HÜKÜMLERDEN DOĞAN ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA
- şirket avukatı
1. Şirket Birleşmesi Durumunda Ortaklıktan Çıkarılma


TTK m. 141/2 “Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Birleşen şirketlere açıkça pay sahiplerine ayrılma akçesi verileceğine karar verilebileceği şeklindeki düzenleme karşısında; bu yöndeki bir karar, ortaklara ayrılma akçelerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları sonucunu doğurmakta olup, kararın doğurduğu sonuçlar dikkate alınarak kararın alınabilmesi için gerekli olan karar yetersayı TTK m. 151/V’de yüzde doksan olarak düzenlenmiştir. TTK m. 141/II’nin gerekçesinde, şirket birleşmesine karşı olan azınlığın veya huzuru bozan ya da şirkette kalması çoğunlukça istenmeyen pay sahibinin yüzde doksan çoğunluk kararıyla şirketten çıkarılmasının bu hüküm ile sağlanabileceği belirtilmiştir.
Şirket birleşmelerinin aksine şirket bölünmeleri ve tür değiştirmelerinde bu imkan tanınmadığı gibi TTK m. 183’de tür değiştirme hallerinde ortakların ortaklıktan çıkarılamayacağı emredici bir şekilde ve açıkça düzenlenmiştir.

2. Hâkim Şirketin Hâkimiyetini Hukuka Aykırı Bir Şekilde Kullanması Halinde Ortaklıktan Çıkarılma



TTK m. 202/I-b gereğince hakim şirketin hâkimiyetini kötüye kullanması ve denkleştirme yapmaması halinde bağlı şirketin her bir ortağının hâkim şirket ve onun yönetim kurulu üyelerine karşı dava açarak şirketin zararlarının tazminini isteyebilir. Açılan davada hâkim, davacının talebi halinde ya da re’sen, zararların tazmini yerine 2. fıkradaki gibi pay sahibinin payının gerçek değeri üzerinden satın alınmasına ya da duruma uygun düşen başka bir çözüme karar verebilir.

3. Hâkim Şirketin Azınlık Paylarını Satın Alması Yoluyla Ortaklıktan Çıkarılma
- şirket avukatı
TTK m. 208 gereğince;
“Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202’nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.”
TTK m. 208 ile özellikle azınlığın haklarını kötüye kullanarak şirketi işlemez hale getirmesi, hiçbir haklı sebep olmadan sadece işleyişi baltalamak amacıyla her karara karşı iptal davası açması, genel kurul görüşmelerini erteletmesi gibi durumlara karşı şirketi korumak amaçlanmıştır.

4. Payın İtfası Yoluyla Ortaklıktan Çıkarılma


Ortaklık bilançosunda zararı temizlemek amacıyla ya da şirketin sermayesi konusuna göre fazla geliyorsa sermaye azaltılması yoluna gidilebilir. Limited şirketlerde sermaye azaltılması işlemleri anonim şirket hükümlerine göre yapılabilir. Sermaye azaltılması bir esas sözleşme değişikliğidir ve TTK m. 589’a göre aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde, esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.
Sermaye azaltılırken kural olarak eşitlik ilkesi gereğince tüm pay sahiplerinin paylarında aynı oranda itfa söz konusu olur. Buna karşın şirket sözleşmesinde hüküm bulunması halinde veya pay sahibinin kendisinin rızasıyla bazı pay sahiplerinin paylarının tamamı itfa edilebilir. Paylarının tamamı itfa edilen ortağın artık pay sahipliği sıfatı kalmamış olduğundan burada da bir tür ortaklıktan çıkarma hali mevcut olacaktır.

III. LİMİTED ŞİRKETTE ORTAĞIN ORTAKLIKTAN ÇIKMASI VE ÇIKARILMASININ SONUÇLARI
- şirket avukatı
A- PAY SAHİPLİĞİ SIFATININ SONA ERMESİ
- şirket avukatı
Ortaklıktan çıkan ya da çıkarılan ortağın pay sahipliği sıfatı sona erer. Ortağın şirket sözleşmesinden doğan çıkma hakkını kullanması halinde çıkma bu irade beyanının ulaşması anında ortaklıktan çıkmayı haklı sebeple mahkemeden talep etmesi halinde mahkeme kararının kesinleşmesiyle, şirket birleşmesi, tür değiştirmesi ve bölünmesi hallerinde birleşme, bölünme veya tür değiştirme işleminin ticaret sicile tesciliyle, payların itfasına karar verilmesi halinde alınan genel kurul kararıyla, pay sahibinin paylarını bir başkasına devretmesi halinde ortaklar genel kurulunun onay kararıyla; limited şirket ortağının şirket sözleşmesinde bulunan hükme göre ortaklıktan çıkarılması halinde genel kurul tarafından çıkarma kararı verilmesiyle, bu karara karşı iptal davası açması ve davanın kabulü halinde veya ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılmasının mahkemeden talep edilmesi halinde mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilip bu kararın kesinleşmesiyle, şirketlerin birleşmesi durumunda, sadece ayrılma akçesini öngören birleşme sözleşmesinin genel kurul tarafından kabul edilmesiyle, hâkim şirketin TTK m. 208’e göre azınlık paylarını satın alma işlemiyle birlikte pay sahipliği sıfatı sona erecektir.
Pay sahipliği sıfatının iç ilişkide sona ermesiyle pay sahibinin bu sıfatından doğan tüm hak ve borçları ortadan kalkacaktır. Pay sahipliğinin sona ermesi dış ilişkide ise ancak ticaret sicile tescil ve ilân ile gerçekleşir.

B- AYRILMA AKÇESİ

- şirket avukatı
1. Ayrılma Akçesi Talep Hakkı ve Ayrılma Akçesinin Miktarı


TTK m. 641/I’e göre, ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine göre hesaplanan bir ayrılma akçesinin kendisine ödenmesini talep etme hakkı vardır. Ayrılma akçesi, ayrılan ortağın esas sermaye payının gerçek değeri esas alınarak belirlenir.

2. Ayrılma Akçesinin Muacceliyet Anı ve Ödenmesi


Ortak şirketten ayrıldığında eğer şirketin ayrılma akçesini ödemeye yetecek kullanılabilir öz kaynakları varsa ya da ortağın ortaklıktan ayrılması şirketin esas sermayesinin azaltılmasına dayalıysa, yani pay bedeli oranında sermaye azaltılmışsa bu durumda ayrılma akçesi, ortağın şirketten ayrıldığı tarihte muaccel olacaktır.



Şirket Avukatı -

Saritasli Hukuk Bürosu olarak; uzman Şirket Hukuku Avukat kadromuz ile Anadolu Yakası’nda bulunan Acıbadem, Ataşehir, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Beykoz gibi öne çıkan ilçelerden yüzlerce şirket avukatı arayan kişilere vekillik hizmeti vermekteyiz.

Şirket Hukuku Avukatlarımız Sorularınızı Bekliyor. Şirket hukuku konusunda alanında uzman bir avukat ile çalışmak sizin avantajınıza olacaktır. Detaylı Bilgi Almak İçin 0 216 441 06 07 telefon numaramızdan ve [email protected] mail adresimizden ulaşabilirsiniz.
- şirket avukatı
DİĞER HİZMETLERİMİZ