Hepimizin bildiği gibi gündemin en önemli maddesi, COVİD-19 olarak nitelendirilen salgın hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi olarak ilan edilen bu salgın hastalık nedeniyle tüm ülkeler haftalardır birçok tedbirler almaktadır. Bu kapsamda ülkemizde de birçok tedbir alınmıştır. Ülkemizde kronolojik olarak alınan ilk tedbirlerden biri de eğitime ara verilmesidir. 16 Mart 2020 tarihinde başlayan bu aranın ilk haftası, “ara tatilin öne alınması” olarak kabul edilmiştir. Devam eden günler ise Covid 19’a bağlı olağanüstü ara olarak değerlendirilmiştir.
Verilen idari kararla okullardaki eğitime ara verilmesi nedeniyle uzaktan eğitim metoduna geçilmiştir. Şu ana kadar ki gelişmelerle de 2019-2020 eğitim döneminin bu şekilde tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Bu durum pek tabi velilerin aklına yapılan ödemelerin iade edilip edilmeyeceği sorusunu getirmektedir.
Bu soruya genel bir cevap vermek mümkün değildir. Nitekim farklı durum ve sözleşmelere göre sözleşmelerin akıbetleri de farklı olacaktır. Ancak genel çerçevesi ile konuyu özetlemenin de velilere faydası olabileceğini düşünüyorum.
Öncelikle belirtmek isterim ki; kreş, anaokulu ve ilköğretim (ilkokul-ortaokul ve lise) eğitimleri için veliler ile okullar arasında yapılan sözleşmeler Tüketici Kanunu kapsamındadır. Dolayısıyla Tüketici Hukuku uygulanacaktır. Ancak Tüketici Kanunu’nda yer almayan durumlar için de Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılacaktır. Eğitimin süre ve içerik bakımından farklılıkları olması nedeniyle anaokulu ve kreş sözleşmeleri ile ilk ve orta öğretim sözleşmeleri açısından ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerektiği kanaatindeyim. Buna göre;
1.Anaokulu – kreş eğitimlerine ilişkin sözleşmeler bakımından değerlendirmeler :
Bu kademelerde verilen eğitimler, fiziki eğitimin çok önemli olduğu eğitim türleridir. Bu nedenle uzaktan eğitime çok uygun olmadığı açıktır. Nitekim etkinliklerin daha çok müzik, el işi faaliyeti, bedensel faaliyetler gibi fiziksel ve görsel etkinliklerle yürütüldüğü bu eğitim türünde ihtiyacın uzaktan eğitimle karşılanması neredeyse imkansızdır. Yine pandemi sürecinin 2019-2020 eğitim dönemi bitene kadar ortadan kalkmayacağı ve şu an anaokulu döneminde olan çocukların bir sonraki eğitim döneminde ilkokula başlayacak yada bu sene 4 yaş kreş eğitimi alması beklenen çocuğun seneye 5 yaş eğitimi alacak olması düşünüldüğünde okuldan beklenen edimin başka zaman ifa edilmesi de imkansız bir hal almaktadır.
Bu nedenle, anaokulu – kreş eğitimlerine ilişkin sözleşmelerde TBK 136.Maddenin uygulanması suretiyle tarafların sözleşme ile üzerine düşen borçlardan kurtulacağını düşünüyorum. Bir başka anlatımla taraflar verdiklerini geri alacaktır. Bu çerçevede veliler, fiziki eğitime ara verildiği dönemlere ilişkin yapmış oldukları ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iade alabileceklerdir. Şayet ilerleyen dönemlerin ödemeleri yapılmamışsa herhangi bir ödeme yapmaları gerekmeyecektir. Pek tabiidir ki bu ihtimalde eğitim kurumlarının her hangi bir kusuru olmadığı için tazminat ödeme yükümlülükleri bulunmayacağını da unutmamak gerekir.
Son olarak hali hazırda tartışılan telafi eğitimlerinin yapılıp yapılmaması ve yapılacaksa da süresi ve mahiyeti sözleşmelerin akıbetinde belirleyici olacaktır. Bakanlığın bu konudaki kararından sonra, konunun karara göre yeniden değerlendirilmesi isabetli olacaktır.
2.İlk ve ortaöğretim eğitimlerine ilişkin sözleşmeler bakımından değerlendirmeler :
İlk ve orta öğretim eğitimleri açısından ise birkaç seçenek söz konusu olabilmektedir. Bu dönem eğitim - öğretimleri, özellikle ana dersler bakımından uzaktan eğitim sistemine daha uygundur. Bu nedenle hizmetin uzaktan eğitimle yerine getirilmesi mümkündür. Ancak bu ihtimalde bazı hususların değerlendirilmesi gerekecektir. Öncelikle verilen uzaktan eğitimin kalitesi ve sıhhati araştırılacaktır. Bununla birlikte, verilen uzakta eğitimin başarılı olduğu kabul edilse dahi bu defa, uzaktan eğitim ile sözleşmenin ilk halinde vadedilen eğitimin aynı nitelikte olduğu da söylenemeyecektir. Çünkü pek çok özel okulda, ana derslerin yanı sıra bir çok branş dersi, ilave faaliyetler ve tesis olanakları da eğitim kurumunun vaatleri arasında yer almaktadır. Ancak uzaktan eğitimle bu vaatlerin yerine getirilmesi imkansızdır. Bu nedenle ana derslere ilişkin eğitimin uzaktan eğitim ile gerektiği gibi verilmesi halinde dahi sözleşmeye göre eksik ifa gündeme gelecektir ki bu da velilere ödedikleri tutarın bir kısmını iade hakkı vermektedir.
Diğer yandan uzaktan eğitimin kabul edilmemesi halinde sözleşmeden dönme hakkı da mevcuttur ve velinin bu yöndeki iradesinin mümkün olan en kısa zamanda kuruma bildirmesi gerekmektedir.
Bir diğer olasılık da telafi derslerinin yapılması halidir. Bu halde uzaktan eğitimin eksiksiz olarak verilmiş olması şartı ile eksik kalan dersler telafi dersleri ile tamamlanabilir ki bu durumda eğitim kurumu sözleşme ile üzerine düşen edimi geç de olsa ifa etmiş olacaktır. Bu ihtimalde de eğitim ücretine ilişkin bedel iadesi talebi mümkün olamayacaktır.
3.Yemek, kırtasiye, servis ödemeleri bakımından değerlendirmeler :
Yemek, kırtasiye, servis ödemeleri ise her halükarda eğitim kurumları açısından sebepsiz zenginleşme teşkil etmektedir. Çünkü uzaktan eğitim modelinde ne olursa olsun bu hususlarda hizmet verilmesi imkansızdır. Dolayısıyla alınan bedelin TBK m. 136 hükümleri gereğince velilere iade edilmesi, ödenmeyenlerin istenememesi gerekmektedir.
Son olarak bu süreçte bazı okul sözleşmelerinde yer alan “mücbir sebep halinde okulun sorumlu olmayacağı, sözleşmesel edimini ifa etmiş sayılacağı, sözleşmede yer alan ücrete hak kazanacağı” gibi hükümlere değinmekte fayda vardır. Her ne kadar bazı sözleşmelerde bu kabil hükümler varsa da, bu hükümlerin Tüketici Kanunu m.5/1 gereğince haksız şart olduğunu ve sözleşmede yer alan bu kabilde ki bir hükme rağmen velilerin durumun özelliğine göre sözleşmeden dönerek paralarını iade alma, bedel indirimi talebi haklarının baki olduğunu belirtmek isterim.